Eğitimde eşitlik günümüzün en büyük tartışma konularından birisi haline gelmiştir. İnsanlar doğarken yasalar önünde eşit bir şekilde doğarlar. Ancak günlük yaşantıda birçok eşitsizlikle karşılaşırlar. Bu eşitsizlikler ailenin sosyoekonomik durumu, ailenin eğitim düzeyi ve çoğrafi bölgeler arasındaki farklar dolayısıyla oluşabilmektedir. Eğitimde eşitlik ve imkan eşitliği, kişilerin eğitim süreçlerini ve sonraki yaşamlarını olumlu veya olumsuz yönden etkilemektedir.
Eğitimde Eşitlik ve Eğitimde İmkan Eşitliği
Eğitimde eşitlik ve imkan eşitliği, kişilerin yarışa başlama şart ve konumlarını birbirinden farklı kılar. Eğitimde ve imkanda eşitlik, toplumdaki dezavantajlı durumları geç olmadan gidermek veya telafi etmek için çaba sarf edilmesidir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde, her bireyin eğitim görme hakkı vardır olarak açık ve net bir şekilde belirtilmiştir.
Milli Eğitim Temel Kanuna Göre
Eğitimde fırsat eşitliği ve imkan eşitliği;
- Eğitimde kadın ve erkek herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanır.
- Maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitime kadar öğrenim görmeleri sağlanması amacıyla parasızyatılılık, kredi, burs ve diğer yollarla gerekli yardımlar yapılır.
- Özel eğitimde ve korunmaya muhtaç olan çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır.
İfadeler bulunmaktadır.
Eğitimde fırsat eşitliği, kişilere yaşadıkları bölge, cinsiyet, din, dil ayrımı yapmadan bilgi, beceri ve benliklerini geliştirebilmeleri için eğitim imkanı sağlamak, tüm bu eğitim imkanlarını en üst düzeyde kişilere sunmak ve diğer yandan bu emelleri yasalar ile desteklemek olarak adlandırabiliriz.
Eğitimde eşitlik, bir toplumun gelişmesinin temel taşıdır. Toplumun her bireye eşit eğitim hakları verilmesi, eğitimde fırsat ve imkan eşitliği sağlaması o ülkeyi kalkındırmak için yapılan en büyük etkendir. Eğitim her bireye eşit koşullarda ve en üst düzeylerde sunulacağı için toplum bireyleri eğitim seviyesi yüksek ve kendini geliştirmiş kişilerden oluşacaktır. Toplumdaki bireylerin gelir düzeyinin olabildiğince eşit ve yüksek olması da ülkeyi kalkındırmak için bir diğer önemli etkendir ve bu durum sadece eşit ve en üst düzey eğitim imkanlarını ile sağlanabilir.
Eğitimde fırsat eşitliğini sosyolojik olarak ele aldıktan sonra bilimsel olarak ele almamız gerekirse; bilim, dört tür eğitim eşitliği üzerindedir.
- Herkese belirli bir düzeyde asgari eğitim öğrenim hakkının sağlanması
- Herkese en üst düzeye kadar eğitim öğretim sunulması
- Öğretim basamaklarının birinde öğrenci sayısının arttırılmasıyla fırsat eşitliği genişletilmesi
- Her bireyin yetenek, beceri ve gizli gücünün tümünden yararlanılmasını sağlayan eğitim öğrenime ulaştırılması
Her iki biliminde aynı durumları kolladığını görebiliriz. Özet olarak eğitimde fırsat eşitliğini etkileyen faktörlere göz atmamız gerekirse;
Eğitimde Fırsat Eşitliğini Etkileyen Faktörler
Toplumsal
Cinsiyet, dil, din, ırk, nüfus, ve öğretmen gibi faktörler eğitimde fırsat eşitliğini etkileyen toplumdaki faktörler arasındadır. Dünyanın birçok yerinde kadının eğitim alması çeşitli ve anlam veremediğimiz nedenler dolayısıyla erkeklere göre daha düşük düzeydedir. Türkiye’de Cumhuriyet döneminden itibaren kadın eğitim hakkına büyük önem verilip imkanlar sağlanmıştır.
Ekonomik
Gelir dağılımındaki eşitsizlik, eğitim haklarından yaralanmada farklılıklar sağlar ve eğitimde fırsat eşitsizliğe yol açmaktadır.
Çoğrafi
Birçok ülke de olduğu gibi bizim ülkemizde de köy-kent arası eğitimde fırsat eşitsizliği bilim insanları tarafından da söylenilen bir gerçektir. Köy de yaşamı devam ettirmek, kentte yaşayan bireylere göre eğitim hizmetlerinden yararlanmayı zorlaştırmaktadır.
Siyasal
Nüfus artış hızına göre artan eğitim ihtiyaçlarına yanıt vermek ve sunmak, eğitim politikasını belirleyen devlet tarafından yükümlüdür. Siyasal iktidarlara bağlı olarak değişim gösteren eğitim politikaları, eğitimde fırsat eşitliği doğurabilmektedir.
Bireysel
Kişilerin bireysel farklılıkları, zeka ve yeteneklerinin farklı olması üzerine eğitim sisteminin bu durumu göz ardı ederek her bireyi aynı ders ve konu üzerinden başarılı veya başarısız olarak değerlendirmek eğitimde fırsat eşitliği doğurabilmektedir. Örneğin bir kişi matematik dersinde yeterli seviyede başarı gösteremezken, Türkçe dersinde yeterli seviyenin üstümde başarı gösteriyor olabilir.